22 Mayıs 2009 Cuma

Sabır...

Sabretmek üzerine çok düşünüyorum. Sabretmeyi tam olarak anlamak aslında ne kadar önemli. Sabretmek susup oturup düşündüklerini yutmak mı, diğer bir deyişle tahammül etmek mi? Bence asla değil ve asıl olan da bunun böyle olmadığını anlamak zaten. Sabretmek düşünce biçimini değiştirmek; pasif olmak değil, kabul etmek. Kabul etmek ise değiştirmeye çalışmadan kabul etmek değil; sakince çözüm üretmek gibi geliyor bana. Değiştiremediğinde de isyan etmek değil, bunu da deneyimlemen gerektiğini anlayıp o an'a odaklanmak ve kendini akışa bırakmak.

Sabır belki de evrendeki sevginin en önemli ifadelerinden biri. Çünkü gerçek sevgide ikilik yok, kıyas yok, eğer yok, keşke yok. Evrendeki sevgi bütünü bütün olarak kabul edip kucaklar ya hani; zamandan, mekandan, etiketlerden, her türlü yaftadan bağımsız olarak; olan her olaya da, yaşantımıza giren her insana aynı tanrı sevgisi ile bakmak gerek. Tanrı nasıl bizim en kötü dediğimiz varlığı bile kategorize etmeden aynı sevgi ile kabul ediyorsa bizim de aynı gözle bakabilmemiz gerek dünyaya...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder