21 Ocak 2011 Cuma

Adım Adım Tezahür

Tezahür

Görünmeyen bir şeyi görünür duruma getirme eylemidir. Yani bir anlamda, soyut olanı somut duruma getirmek ya da potansiyel olanı gerçek olana çevirmektir. Daha kapsamlı bir ifadeyle Tezahür: Arzu edilen şeyleri var etmek için bir insanın kendi aklının, ruhunun içsel yaratıcı enerjisiyle ve evrensel tamamlayıcılarla birlikte yaratılan eşzamanlı ve karşılıklı destekleyici bir ilişkinin kurulabilmesini sağlamaktır. Tezahür; önceden anlaşılamayan, beklenmedik ve hatta gizemli yollardan oluşuyor gibi görünmektir. Ve bunun boyutları yoğun bir kent merkezinde en uygun park yerini bulmaktan, geliriniz yokken faturalarınızı ödemeye yetecek parayı elde etmenize kadar uzanabilir. Ya da “tesadüfen” sizin için en doğru işi bulmak veya hayalinizdeki kişiyle tanışıp, ona âşık olmak olabilir.

İşimizin, yaratıcılığımızın, inancımızın, güvenimizin, olumlamalarımızın ya da pozitif düşüncelerimizin verdiği güçle uzaklığın ve ayrılığın yarattığı tüm engellerden bir şekilde kurtulmalıyız. Bize ne olmasını istiyorsak onu tasarlamalıyız. Bizler aslında istediğimizi “elde etmiyoruz, istediğimize dönüşüyoruz.” Bütün tezahür eylemlerinde biz, gerçekte sadece kendimizin yeni bir görünümünü tezahür ettirmekteyiz.

Tezahür Nasıl Gerçekleşir?

Tezahürler konusunda bir model olarak kendi enerjimizi ve niyetimizi kullanırken bu ağ kendiliğinden; tezahür ettirilen şeyin doğasına hizmet eden insanların, olayların, bağlantıların karışımı olan görünümün bir eşini yaratacaktır.

Belirli bir tezahür projesini değerlendirirken, hedefinizi tasarlarken bedeninizin kendini nasıl hissettiği, bu hedefin peşine düşmekle doğru yapıp yapmadığınızı belirlemek iyi bir gösterge olacaktır. Öyle bir zaman olur ki, zihniniz ya da duygularınız bir şey isterken, bedeniniz buna gerilimle ya da enerji kaybıyla karşılık verebilir. Bu “bir şeylerin doğru olmadığına dair” bedensel bir tepkidir. Tezahür ettirmek istediğiniz şeyin varlığıyla bedensel ve ruhsal olarak birleşerek, onunla bir bütün olarak, ona enerji yüklersiniz.

Eğer isterseniz, tezahür ettirmeyi istediğiniz şeyi gözünüzün önünde imajine edebilir ve derin düşünce durumundayken ya da zihinsel olarak tamamen sessizlikteyken ona sorular sorabilirsiniz. Size gelen tüm yanıtları, izlenimlerinizi, sezgilerinizi ve duygularınızı yazınız.

Parayı Tezahür Ettirmek…


Para, aslında kendi başına bir amaç değildir. Genellikle para, başka bir amaç için gereklidir: Örneğin bir borcu ödemek, bize fayda sağlayacak bir materyali satın almak ya da bir projeye kaynak sağlamak içindir. Bir borcu ödemek için 5 bin dolar tezahür ettirebilirsiniz. Paranın kendisini bir amaç olarak kullanmak yerine borçtan kurtulmayı imajine etmek, size daha iyi bir sonuç verecektir. Sonuç olarak, tezahür ettirmek istediğiniz hangi etkiyse, bunu amacınız olarak kullanmak daha etkili olacaktır.

Tezahür Ettirilecek Şeyin Hayatınızla Uyumu


Tezahür ettirmeyi istediğiniz şey beden sağlığınıza, psikolojik sağlığınıza, spiritüel çizginize, ilişkilerinize ve kapasitenize uygun mu? İçsel varlığınızı daraltıyor mu? Yoksa genişletiyor mu? Bunları incelemek önemlidir. Eğer beraberinde getireceği değişimlere istekli olmadığınız bir şeyi istiyorsanız, o zaman varlığınızın bir bölümünü tezahürünüzden çekmelisiniz. Çünkü başarınızı bloke edecektir. Örneğin bir kişi, bir eş tezahür ettirmeyi isteyebilir. Eğer bu kişi, aynı zamanda özgürlüğünden vazgeçmek istemezse bu isteksizlik, tezahüre karşı bir engel oluşturacaktır.

Bu isteğe sizi yönlendiren nedir? Bu bir ihtiyaç mıdır? Bu gerçekten sizin içinizden yükselen bir istek midir? Yoksa çevrenizden gelen bir yansıma mıdır? Eğer bu bir yansımaysa, tezahür projenizi desteklemek için gerekli olan Öz’ e sahip olmayabilir. Amacınızı yazmak, tezahürünüzü ayırt etmenizi ve onu olmasını istediğiniz gibi somuta indirgemenizi sağlar.

Şu anki gerçekliğinizden pek hoşlanmayabilirsiniz. Onu yaratma ve gerçekliğinizin, hayattaki seçimlerinizi nasıl yansıttığı konusundaki sorumluluğunuzu kabul edip; bunu onaylayarak ona uygun şekilde uyumlanırsanız, o da size enerjisini verecektir. Unutmayın, değişimin anahtarı inkâr değil kucaklamadır.

Tezahürü Gerçeklik Formuna Taşımak

Kendinizi ve tezahürünüzün konusunu fiziksel olarak bir arada düşünün. Eğer bir insan tezahür ettiriyorsanız, kendinizi bu insanla birlikte görün. Onunla yürüdüğünüzü, konuştuğunuzu, beraber akşam yemeği yediğinizi vb. şeyleri imajine edin. Eğer bir nesne tezahür ettiriyorsanız, onu kendinize ait olarak görün. İçsel bir hal tezahür ettiriyorsanız, kendinizi o haldeyken görün. Örneğin: Kendinize güven üzerinde çalışıyorsanız; kendinizi, kendine güvenli olarak düşünün. Her şeyi renkli ve ayrıntılı olarak görün. Sahnenin bir parçası olabilecek her ayrıntıya yer verin. Sahne sizin için net ve sabit olduğunda onu analiz etmeden, ona uyum sağlayın. Bu realiteyi hissedin. Ona adım atın ve bir süre için onun gerçeğinde kalın.

Tezahür projenizde amacınıza saygı duyarak, içindeki kutsallığı selamlayarak ve onun spiritüel özünü yaşamınızın bir parçası olması için davet ederek, ona hayatınızda bir gerçeklik vermiş oluyorsunuz. Bu da, ona ihtiyaç duyulan bir şey gibi değil; saygı duyulması gereken bir şey gibi davrandığınız anlamına geliyor. Tezahür projenizde sizler, şimdiki gerçekliğinizi bir şekilde değiştirmenin yollarını arıyorsunuz. Bunu yapmanın yolu, var olan gerçekliğinizi kucaklamaktan ve onu inkâr etmeden, ona daha derinden uyumlanmaktan geçer.

Tezahür için Olumlamalar


Davet: “Yüce Tanrı’nın yaratıcı ruhunu bu zamana ve mekâna davet ediyorum. Azizleri, ruhumu daha derin bir bilgeliğe ve uyumlanmaya götürebilecek olan ışığı davet ediyorum. Bu ruhun kutsamasını, onun benim tezahürüm ve serbest dünyam üzerine olacak ışığını davet ediyorum.”

Sessizlik: “Şimdi, sadece sessizlik içinde oturup kendimi sakinleştirmek için zaman ayırıyorum. Her şey yaratıcı bir sessizlikten ortaya çıkar... Sessizlik içindeyken, dikkatimi zamanın ve mekânın enerjilerinden çekiyorum. Kendimi bunlardan ayırırken, hiçliğe adım atıyorum. Tüm dünyaya düşüncelerim, duygularım, planlarım, arzularım, endişelerim, korkularım ve bunun gibi şekillerde dağıttığım bütün parçalarımı geri çağırıyorum. Kendimi yeniden topluyorum ve tek bir merkez haline getiriyorum, böylece bu anın ruhu için bir bütün olarak var olabilirim.

Uyumluluk: “Şimdi de hayatımda bana sorun çıkaran ve hayatımın gerçekliğini tamamen kucaklamamı engelleyen bütün unsurları veya koşulları özellikle de tezahürümle ilişkiliyseler zihnime çağırıyorum. Bulunduğum barış dolu yerden bu sorunun unsurlarına sevgi projekte ediyorum. Onları değiştirmeye, anlamaya veya onarmaya çalışmıyorum. Sadece gözlemliyorum ve beni inkârla doldurmalarına ya da gerçekliğime olan uyumlanmamı azaltmalarına izin vermiyorum. Ve böylece gerçekliğimin tamamını, bütün modelleriyle kucaklıyorum.”

Siz isteğinizle ilgili gerekli imajinasyonu, niyetinizi Evrene gönderdikten sonra geri kalanı evrensel enerjiler, herkesin hayrına olabilecek şekilde ve en uygun zaman geldiğinde “olması gerektiği gibi” gerçekleştirecektir.
--------------------------------------------------------------------------------
David Spangler’in “Kozmik Sempati” kitabından alıntılanmıştır.
Indigo Dergisi Ocak 2011 Sayısı - Figen Karaaslan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder