19 Aralık 2011 Pazartesi

Ruhlar, Ruh Işınları, Ruh Eşleri, İkiz Ruhlar

Sal Rachele

Ruh Nedir?
Bir ruh Yaratıcı’nın bireyselleşmiş fasetidir (görünüşüdür). Her birimiz bireysel bir ruhuz, ama ayrıca okyanustaki bir dalgacık gibi Yaratıcı’nın gerçek parçasıyız. Eğer egonun ve kişiselliğin tüm katmanlarını çıkarıp atarsanız, kalan şey bizim gerçek özümüz veya ruhumuzdur.

Ruh Işınları
Farklı ruhlar Yaradılışın farklı niteliklerini ve arketiplerini yaymaya eğilimlidir. Büyük arketipleri tanımlayan bir renk şeması vardır. Çakra sisteminde kullanılan aynı şemadır. “Kırmızı” çok tutkulu, ihtiraslı ve fiziksel olmaya eğilimlidir, “turuncu” çok sosyaldir, “sarı” entelektüeldir, “yeşil” Dünyasal ve şifaya yöneliktir, “mavi” kavramsal ve zihinseldir, “indigo” sezgisel ve psişiktir ve “mor” yüksek bilgelik ve aşkınlıktır. Bunlar sadece arketipler iken, bazen ruhları bu şekilde kategorize etmek yararlıdır. Şüphesiz ki, sınıflandırma bir tuzak olabilir, çünkü hepimiz Sonsuz Bir’in enkarnasyonuyuz. Hiç bir ruh ışını diğer ruh ışınlarından daha iyi değildir – sadece farklıdır. Çakra ve ışınlarla ilgili birçok kitap vardır.

Ruh Eşleri
Derinden bağlı olduğunuz herhangi bir ruh sizin “ruh eşiniz” olarak düşünülebilir. İnsanlar bir çok ruh eşine sahip olabilir. Genelde, bunlar benzer ışınlara ve spiritüel yollara sahip olan bireylerdir ve çoğu zaman birçok yaşamlarda birlikte olmuşlardır.

Ruh İkizleri
Bir ruh ikizi, kendinizin “diğer yarısı” olarak adlandırılanı temsil eden tek bir ruhtur (gerçekte “diğer bütün” demek daha doğrudur, ikiz ruhunuz kendi hakkında özerk (egemen) bir varlıktır). Ruhlar bütünden orijinal olarak farklılaştıkları zaman, çiftlere bölünürler ve sonra tekrar tekrar bölünürler. Her orijinal ruh çiftinin bir üyesi her zaman yüksek boyutlarda kalırken, diğer üye alt dünyaları keşfeder. (Siz buradayken, ikiz ruhunuz 6 ncı veya 7 nci boyuttadır).

İkiz ruhlar yüksek boyutlarda başlar, sonra çiftin üyelerinden biri altıncı veya yedinci yoğunlukta kalırken, diğeri Yaradılışın dışsal alemlerini – beşinci boyuttan alt boyutlara dek – keşfeder. Bunun nedeni, çiftin aşağı boyutlara inen üyesinin bütünlüğünü korumaya yardımcı olmaktır, çünkü eğer dışsal yoğunlukları deneyimleyen ikiz ruhun parçası o dış yoğunlukta kapana sıkışıp kalırsa (onunla özdeşleşip bütünün parçası olduğunu unutursa), çiftin yüksek boyutta kalan üyesi nazikçe ama sağlam şekilde alt boyuttaki üyenin neden orada bulunduğu, amacının veya misyonunun ne olduğu ve yüksek seviyede olanın gerçekte kim olduğu ile ilgili uyarır.

Birlikte düşük yoğunluğa inerlerse, düşük yoğunluktan çıkıp yüksek yoğunluğa girmeleri zor olabilir. Bu Dünyanın ve diğer gezegenlerin geçmişinde bir problem oldu ve aynı anda düşük yoğunluğa inen çiftler birbirlerini düştükleri bataklıktan çekip çıkaramadılar. Bu iki arkadaşın birlikte bataklık kumuna atlamasına benzer, her ikisi birlikte batarlar. Eğer biri kuma atlar, diğeri kıyıda beklerse ve bir ip tutarsa, kumdakinin dışarı çıkma şansı olur.

“Neden bu ruhlar için başka rehber ruhlar yok?” diye sorabilirsiniz. Aslında vardır. Tüm ruhların çok sayıda ruhsal rehberleri vardır, ama Dünyasal bir ruhun ikiz ruhunun yüksek alemlerden ona rehberlik etmesi, bir başka ruhun rehberlik etmesinden çok daha kolaydır.

Karşı cinsten bir üye ile birleşmemiz gerektiğine ve ondan sonra hep mutlu yaşayacağımıza inanmaya şartlandırıldık. Çoğumuz orijinal olarak eril – dişil “ikiz ruh” çiftine bölündüğümüzden, her şey 3B/4B zaman sürekliliğinde eril – dişil olarak kutuplaşır. Zıtlar dengeye geri tekamül etme yolu olarak çekilir. Eril ve dişil arasında deneyimlenen birlik aşkınlık halidir (en son anlamında). Her biri enkarnasyonlar sırasında baskın bir ana cinsiyete sahiptir. Ancak, seks ile ilgili her şeyi deneyimleme arzumuzda, özel yaşamlarda zıt cinsiyeti üstlenebiliriz. Eğer bir enkarnasyonda zıt insiyet ile güçlü şekilde özdeşleştiysek, bu hissi gelecek yaşamlara taşıyabilir ve aynı cinsiyete çekilebiliriz. Ruhlar tekamül etmeye devam ederken, kendi doğalarının her iki yönünü dengeleyerek daha androjen (çift cinsiyetli) olurlar.

Ruh üstü
Bireysel ruhlarımız bir ruhüstünden ayrılmıştır. Ruhüstü 12 ruhtan oluşur, bu 12 ruh altı çifte bölünür. İkiz ruh, her bir çiftin diğer üyesidir. Ruhüstü ile yeniden birleşmek sözcüklerin ötesinde güzel bir deneyimdir. Tüm 12 orijinal ruh evreni keşfediyor olabilirken, her birimizin içinde kalan ruhüstünün çekirdek özü vardır. Yeniden birleşmeyi özlediğimiz bu “ruh ailesidir”.

Ayrılıktan – Önceki Halimizi Hatırlama
Yıllar önce, ikiz ruhum Leah bir vizyonda bana geldi ve onun Venüs’ün eterik bölgelerindeki altıncı yoğunluk aleminde varolduğunu gördüm. 3 ncü Boyut Venüs inanılmaz sıcak ve zehirlidir. 6 ncı Boyut Venüs’te, renkler beyazdan altına, turuncuya ve kırmızıya kadar çeşitlidir ve sürekli parıldar. Şüphesiz, 6 ncı boyut ışık beden atmosferden etkilenmez. Aynı vizyoner bir sanatçının resimlerindeki gibi her yerde kristal saraylar ve altın ışık nehirleri var.

Yaklaşık üç yaşam önce (Dünyanın zaman sürekliliğinde) Dünya yaşamının bitişinde uzaya ve Venüs’ün atmosferine yükseliş deneyimi yaşadım. Bu spiritüel bir yükseliş idi (fiziksel bedeni geride bıraktım). O zaman fiziksel bir yükseliş istiyordum. İkiz ruhum Leah ve diğerleri 5 nci boyut titreşimine girdiğimizde, bize katılabileceklerini söylediler. 6 B’den 5B’ye inmek çok kolay iken, 6B’den 3B’ye inmek çok zor.

Diğer Dünyaları Hatırlamak
Birçoğumuz başka dünyalarda deneyimler yaşadıktan sonra Dünya’ya geldik. Bu dünyaların bazıları kendi güneş sistemimizin içinde, ama bu zamanda uygarlıklar yüksek boyutlarda varoluyorlar ve teleskoplarımıza ve uydularımıza görünmezdirler. Başkaları su dünyalarından geldiklerini hatırlıyor. Geçmiş yaşamlarında yunus veya balina olduklarını iddia eden kanallar var. Dünyanın deniz memelileri türlerinin çoğu diğer dünyaların bazı bilgilerini taşıyorlar, ama insanlar gibi, yüksek yoğunlukların farkındalıklarının çoğunu kaybettiler.

Kendimi Venüslü olarak düşünmeme rağmen, ayrıca Pleiades soyağacım var. Genetiğimin %80’i Venüslü, %20’si Pleiades’li.

Titreşimimiz yükselirken, dünya dışı mirasımızın daha fazlasını hatırlayacağız. “Yıldız tohumları” deyimi bu enkarnasyondan önce Dünya deneyimi olmayan veya çok az olan ruhları tanımlamak için kullanıldı. Bazılarımızım yüzlerce Dünya yaşamı olduğu doğrudur , diğerleri belki sadece bir veya iki Dünya yaşamına sahiptir. “Yıldız tohumu” deyimini kullanmamayı tercih ediyorum, çünkü hepimiz bir dereceye kadar yıldız – tohumlarıyız, aynen bir dereceye kadar ET olduğumuz gibi. Nıhai olarak, biz EVRENİZ ve evrendeki her şeyiz.

(Çeviri; Saffet Güler)

5 yorum:

  1. Sal Rachele değilde sizin bu konuda görüşünüz nedir?

    YanıtlaSil
  2. Merhaba,
    Ben ruhun dişi ve erkek olarak ikiye ayrıldığını biliyorum. Çünkü ikiz ruhum ile bağlantım var. Ruhumun erkek tarafı ile diyeyim daha doğrusu. Ama bunun 3. boyut yaşamında bir kadın erkek ilişkisi olması oyunun mantığına ters geliyor. Alacak pek bir ders olmayabilir. Çünkü bence hepimizin aradığı mükemmellik ve tamamlanma hissi (ki kadın erkek ilişkisinin ana amacı da bu değil mi?) 3. boyut'a pek uygun değil ancak bilinç yükseldikçe olabilecek bir şey. Ruh ailesine gelince, bunu sürekli hissediyorum ve bu konuda mesajlar da alıyorum. Geldiğim yeri ise oldukça net hatırlayabiliyorum artık, her şeyin lavanta rengi, soluk mor olduğu bir yer. Güneşi olmayan bir gezegen. Hepimiz ışık varlıklarız. Bizim gezegenimizde her varlık, bizler ve bitkiler ışık saçar. Yoğunluğu çok düşük, şeffaf. Dışarıdan kolay girilebilen bir yer değil, evrenin 12 köşesinde 12 tane var. Atmosfere koyduğumuz bir ışık kalkanı var o yüzden kimse bizi kolay kolay göremez ve keşfedemez. Androjen varlıklarız, dişi erkek yok. Şifacıyız o yüzden her kalıba girebiliyoruz. 1m 40 cm civarında, incecik varlıklarız. Hatırlayabildiğim aşağı yukarı böyle. İsim ya da başka bir anım yok. :)
    Bir de ruh ışınları meselesi var. Benim anımsadığımız dünyaya 7'li takımlar halinde geldik. Herhalde aynı şey. 7 çakra, 7 görev. Rahipler, şifacılar, yöneticiler, simyacılar, vampirler, bilgeler ve savaşçılar. 7 başmelek de var. Dolayısı ile doğru hatırlıyorum zannederim. :)
    Genel olarak böyle.
    Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  3. Açıkcası ben sizin boyutunuzda renkler şunlar bunlar yaşamadım. Sadece hayatımda iyi bir insan olma gerekliliğini hissediyorum. İnsanın hayatında hatalar yaptığını ve bu hataları hata olarak kabul edip aynı hataları yapmamak adına ve yapılan hataların insana yeni kapılar açtığına inandım. İçimde birşeyin boşluğu var bu boşluğu bir yere koyamıyorum. İyi insan olmanın aslında zor olmadığının farkındayım. Din şu bu gibi araçların Tanrıya ulaşmak için bir vesile olduğuna inanıyorum. İleriki dönemlerde insanların aralarındaki bu araçların kalkacağına inanıyorum. Tüm yapılan bu ritüellerin gerçek amacının Tanrıya ulaşmak olduğuna inanıyorum. Ama ben içsel olarak çakraları falan açmayı hiç denemedim ama ona içsel olarak ulaşabileceğimi düşünüyorum. Ruh değişimi yani reekarnasyon bedenin öldüğüne inanıyorum. Ama ruhun ölmediğine nasıl bir geçiş vardır o konuda hiçkimsenin bir bilgisi oluduğuna inanmıyorum. Ya da yok olup gidiyormuyuz onu da bilmiyorum. Bazı şeylerin gizli kaldığına inananlardanım. Ve taban boyutuna inmemesindeki sebep her ruhun bunu kaldıramayacağını düşünüyorum. Olgunlaşma aslında aynı beden içinde de gerçekleşebiliyor. Şimdilik böyle...
    Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  4. ımm cok guzel ıc dunyamda hıssettıklşerımı okudum suan..

    YanıtlaSil