23 Ocak 2012 Pazartesi

SaLuSa'dan Laura'ya Kişisel Mesaj

(For English version please refer to: http://networkedblogs.com/t4PkC)

Laura: İyi akşamlar SaLuSa. Bugün, seninle tekrar konuşuyor olmak çok güzel.

SaLuSa: İyi akşamlar Laura. Bugün aklında neler var bakalım, sevgili arkadaşım?

Laura: Hımmm. Şöyle ki; düşük enerjileri merak ediyordum. Bugün bayağı bir yorgun hissediyorum kendimi. Enerjimi bir şekilde boşa mı harcıyorum acaba?

SaLuSa: İnsanın ruh halleri tartışmak için ilginç bir konu. Şöyle söyleyeyim; enerji gün içinde bedeniniz yolu ile dönüştürülür. Aynen dediğin gibi enerjini boşa harcamak diye bir şey var. Üzerinde düşündüğümüz şeyler yüzünden bayağı bir enerjimizi boşa harcayabiliriz. Örneğin: “şuraya tatile gitseydim ne olurdu?..” ya da “falanca kişi bana niye sinirlendi?”.

Duygular insanların dikkatini fazlasıyla dağıtabilir ve olumsuz duygular bayağı zararlı olabilirler. Öte yandan birine ya da bir olaya karşı olumsuz duyguların bastırılması kişinin bilinçaltında işlemeye devam eder ve onlarla ilgilenilmezse ya da varlıkları reddedilirse oldukça tehlikeli olabilir ve herhangi bir durumda ve herhangi bir anda yüzeye çıkabilirler. Bu tip durumlarda da öfke ya da korkunun yanlış zamanda yanlış bir kişiye patlayacağını söylemeye gerek yok sanırım.

Bir yandan, öfkenin birine yönlenmesi ya da kaçınılmaz gibi görünen şeyler ciddi bir enerji kaybına yol açar ve odak noktanızı olumsuz olana yönlendirir; bu da sadece daha fazla olumsuz enerjiyi çeker. Yani deyim yerindeyse bu kısır döngünün sonu gelmez ve bir ömür kızgınlıkla ve olumsuzlukla harap olup gidebilir.

Laura: Ne demek istediğini anlayabiliyorum. Peki, merak ediyorum çözüm ne?

SaLuSa: Çözüm teoride çok kolay aslında ama senin de iyi bildiğin gibi pratikte biraz zor olabilir. İnsan bütün gün nasıl merkezlenmiş kalabilir? İnsan nasıl enerjisini yenileyebilir? İnsan her durumda nasıl sakin ve adil kalabilir? Sizin insanlık deneyiminiz için insan kimliğinizle, olumsuz duygularınızla, ego zihninizin önceden programladığı rutin yargılarla kendinizi fazlasıyla özdeşleştirmeniz öyle kolaydır ki.

Bu davranışlar aslında size özünüzle bağlantınızın eksikliğini, diğer insanlara karşı bağlarınızın ve sevginizin eksik olduğunu gösterir. Başkalarına şefkat duymak için insanın önce kendine şefkat duyması gerekir sevgili dostum. Gün içinde kendini seyret, seyretmek derken, dışarıdan seyret anlamında konuşuyorum. Yüksek benliğinin yanında olmasına ve seni günlük hayatında yönlendirmesine izin ver. Bu yaşamdaki zorluk derecenizi, özünüzün hangi yönleri üzerinde çalışacağınızı, ruhunuzun hangi yanlarının güçlendirilmeye ihtiyacı olduğunu kendiniz seçtiniz.

Kendinize seçtiğiniz zorlukları, sadece kaldırabileceğiniz kadarını göze aldığınızı bilerek göğüsleyin. Ayrıca, karma yasasının birçok gizemi olduğunu ve en beklemediğiniz zamanda hayatınıza geleceğini bilin. İnsan ne zaman kendini rahat hissetse, hayatında bir şeyler oturmuş, yolunda olsa iç sesi de uykuya geçer. İç ses amacı “uyanmak” olan birinin çok da arzu edeceği bir şey değildir. Yani karma, aslında uyanmak hedefi ile hareket ettiğinizde en önemli müttefikiniz olabilir çünkü uyumanızı engeller.

Bayağı bir enerji insan bedeninde hapis haldedir ve öfke nöbetleri ile açığa çıkabilir ya da örneğin gündüz düşleri ile heba olabilir. Beden fazlasıyla yorgun olduğunda kolayca beyninizin üst fonksiyonlarına ve üst duygu merkezlerinize ya da başka bir deyişle üst çakralara giden enerjinin kesildiğini hissedebilirsiniz. Enerji blokajları bedenin savaşa hazır bir şekilde kalın bir zırh kuşanması olarak yorumlanabilir. Korku ve hayal kırıklıkları ile ilgili beklentiler içinde olarak zaman kaybetmenin hiç gereği yok. Sadece ol’un. Her an, bedeninizde, zihninizde; An’da kalın.

Diğerlerinin kendi yolunda yürümesine izin verin çünkü herkesin yolu herkesinkinden farklıdır. Bu dünyada doğduğunuzdan beri size birçok seviyede fazlasıyla yardım sunuldu. Bilin ki bu tip bir yardım çok enderdir ve bir ruh size sadece çocukken bahşedilen yardımın yarısını bile almadan binlerce yaşam geçirebilmektedir.

Bu devirde yaşayan tüm ruhlar gibi, sen de yaşam planında seçtiğin deneyimleri yaşamaktasın. Farkı; senin yaşamını birçok insandan farklı bir konumda deneyimliyor olman. Bu; büyük başarılar elde etme olasılığı yanında dışarıdan gelecek büyük tehlikelere de açık olmak anlamına geliyor. Artık yaşamına soktuğun insanlar konusunda çok daha bilgece davranmalısın. Bir kez daha söyleyeyim ki senin yolun, çevrendeki insanların yolundan farklı. Çok daha fazla bilgiye ulaşma şansın var, dostun olan insanlardan çok daha fazla rehberlik alıyorsun. Bunu hiç unutma ve farklı bir yol seçenlere sevgi ve saygı göstermeyi de asla unutma.

Ben Sirius’lu SaLuSa’yım ve zorlu geçen geçtiğimiz 3 haftada senin yanından hiç ayrılmadığımızı bilmeni isterim. Tatil dönemin umduğundan çok daha kötüydü ama şimdi sosyal paylaşımlarına ve derslerine geri döndün. Bu da tekrar kendi rutinine ve dengene dönmene yararlı olacak. Bizim seninle iletişimimiz düzenli olarak devam edecek ve bil ki yaşadığın değişiklikler 2012’ye adım atarken atman gereken zorunlu adımlardı. Göreceksin, sevgili dostum. Dostların ve sözde düşmanlarına müteşekkir ol, sana saldıranlar sadece uyanmana yardım etmekteler. Artık dengeli haline ve yaşam şekline geri dönmen gerekiyor. Senin yolun her zaman dostların ve ruhsal rehberlerin gibi yüksek diyarlara yalnız yürümek oldu. Biz senin için her zaman sevgiyle buradayız, tüm insanlığa olduğumuz gibi.

Teşekkürler SaLuSa.

Çeviri: Ebru Altan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder