4 Mart 2012 Pazar

Dünyada Gerçekten Neler Oluyor?

Tony Wicks

Birçok insana inanılmaz gibi gelse de, Dünya üzerindeki insanlık, hayatı deneyimlememiz bakımından evrimsel bir değişim işleminden geçiyor. Bizler; öyle ki galaksimizdeki ve evrenimizdeki diğer birçok yıldız sistemlerindeki, hatta diğer evrenlerdeki medeniyetlerle etkileşim içinde olacak galaktik bir medeniyet haline gelmekteyiz. Korkuya ve rekabete dayalı bir toplumdan, sevgiye, barışa ve uyuma dayalı bir topluma dönüşmek bizim gerçek kaderimiz. Şu andaki kaos sadece hızlanan değişimin bir parçası.

Görünmeyen (Daha çok ruhsal alemler ya da Cennet olarak Kabul edilen) olduğu kadar, çoğu insanın bir tek onun var olduğuna inandığı görünen bir evrende yaşıyoruz. Hakikat bizden saklandı, böylece en sonunda kim olduğumuzu hatırlayacak, keşfedecektik: uzaydaki ve ruhsal alemdeki kardeşlerine yakından bağlı evrensel bilginin ve zekanın ölümsüz varlıkları… Ne yazık ki birçok hükümet, din ve felsefe, gücü ve kontrolü ellerinde tutmak isteyenlerin gerçeği bizlerden saklamak için amaçları doğrultusunda yönlendirilmiştir. Amerika’daki terörist saldırılarına verilen karşılığın, zaman içinde bizi kontrol altında tutmak için yapılan son girişimlerden biri olduğu gösterilecek. Yine de zaman, dünyada barış isteyen insanların göstereceği anlayıştaki büyük değişimin zamanıdır, kullanılan/yönlendirilen medyanın bize sunduklarına rağmen.

Birçok insan “bir şeylerin olmak üzere” olduğunu hissetmekte, fakat gerçekleşen değişimlerin birçoğu ortaya çıkmadan önce görünmez evrende gerçekleştiği için ilk seferde kavramak güçleşiyor. Aslında büyük bir “deney”in parçasıyız; bu heyecan verici “bitiş zamanları”nda, bir medeniyetin sonu ve bir yenisinin, birlikte yaratacağımız Yedinci Altın Çağ başlangıcı olan “bitiş zamanları”nda, burada olmayı yüksek bir anlayışla kabul ettik.

Geleceğimiz hakkında birçok şey yazıldı, konuşuldu ve kehanette bulunuldu. Bu bilgilerin bazıları kaydedildiği zaman için gerçekti, fakat bugün için değişti. Bazıları ise gerçek değildi, bizi yönlendirmek amaçlıydı. Bütün bunların ayrımını yapmak en zor iş. Bu yüzden birisi için “gerçek” olan bir diğeri için değil. Bütün bilgilere, burada size sunduklarımla birlikte, kendi farkındalığınızı da uygulamanız gerekiyor. Öğrenimimize devam ettikçe değişik seviyelerde insanlar uyanıyor.

Bazı bilgileri özümsemek zor, mesela Yeraltının doğal yapısını ve orada hala yaşamakta olan eski medeniyetleri. Ya da iyonlarca önce insanların gezegenimizin ve evrenin geleceğini değiştirmek için zamanda geçmişe yolculuk yaptıkları gerçeği... Ya da 1943’de savaş gemisini görünmez yapıp zamanda yolculuk yapabileceğimizi keşfettiğimiz gerçeği... Ve nasıl Apollo Ay Programının yüksek teknolojinin üstünü örtmek için yapıldığını... 60’lı yılların başında Ay’a ve Mars’a Güneş sistemimizin diğer bölümlerini incelemek amaçlı gizli yolcuklar yapılmıştı bile. Son olarak, arzunuzu bilemek ya da bilinçlenme yolunuzun neresinde olduğunuza bağlı olarak sizi daha şüpheci yapmak için: Dünyanın, güneş sistemi ile birlikte Sirius yıldız sisteminin parçası olması için uzayda taşınması ile birlikte dönüş hızını yavaşlatması ve bir felaket gerçekleşmeden dönüş yönünü tersine değiştirmesi bekleniyor.

YÜKSELİŞ VE BOYUT DEĞİŞİMİ

Dünyanın kendisine ait bir farkındalığı vardır; O canlı bir varlıktır. Uyduğumuz/takip ettiğimiz Yaratıcının Kutsal Planı, bilerek ya da bilmeyerek de olsa bizi / dünyayı bildiğimiz 3. boyut gerçekliğinden, 4. boyuta (bir ara ya da geçici varoluş) ve sonra 5. boyuta çağırmaktadır. Bunun, uzun zamandır 2012’nin sonları gibi veya daha önce gerçekleşeceği söylenmekte. İnsanlık ve diğer yaşam formlarının hepsi, yükselişe hazır olmak ya da titreşimlerini yükseltmek zorunda. Birçok insan artık ayrı ve kişisel bir yükseliş için 200 ya da 390 yıl gibi bir zamana sahip değil. Son enkarnasyonlarını yaşamaktalar ve Dünyadaki ve Evrendeki yeniden yaradılışı gerçekleştirmek için yükselmeleri gerekmektedir. Bu sahip olduğumuz bedenleri korumamız ve yavaş yavaş 30 yaşına geri döndürmemiz demektir. Hazır olmayanlar ise başka bir 3. boyut gezegeninde yeniden enkarne olacaklardır. Onlar yüksek boyuttaki Dünyaya artık dönemeyecekler. Bazı insanların ise kontratları – sözleşmeleri sona erdiği için eğer isterlerse daha önce bulundukları/ait oldukları yıldız sistemlerine geri dönebilecek ve hatta 5. boyuttan daha yüksek boyutlara yükselebilecekler. Gerçekte hiçbir insan bu Dünya’dan değil...

Yükseliş ruhun ve maddenin birleşmesi – entegre olmasıdır. Fiziksel, duygusal, zihinsel ve bütün ruhsal bedenlerimizin, tamamen aydınlanmış varlığımızı yaratmak için birleşmesidir. Işık bedenimize dönüşmemizdir. Biz gerçekten insan olmayı deneyimleyen ruhsal varlıklarız. Diğer dünyalarda, boyutlarda ve realitelerde var olan biz olan başka formlarımız bulunmakta. Aslında, büyük bir amnezi (hafıza kaybı) problemi olan fiziksel melekleriz. Yükseliş sayesinde, hepimizin birbirimize bağlı olduğumuzu, evrendeki diğer bütün yaşam formları ile BİR olduğumuzun farkına varırız. Her şey bir Yaratıcıdan gelmektedir. Aslında şu andaki dünyamızın birer parçası olan ırk farklılıkları, savaşlar, mal sahibi olmak, arazi hakları, hepsi gerçekten bir illüzyon. Koca bir hologramın içinde yaşıyoruz.

Düzlemler, paralel dünyalar olarak da bilinen birçok boyut aynı uzayda var olmakta. Aralarındaki tek fark titreşim dereceleridir. Titreşimimizi yeterince yükselttiğimizde, boyut değiştiririz. Dünyanın titreşim oranının bir ölçümü de bazı bilim adamları tarafından yüksek bölgelerle kıyaslandığında farklı farklı ölçüldüğü, dünyanın kalp atışı olarak da bilinen Schumann Rezonansıdır. Yıllarca bu oran saniyede 7,8 döngüde (hertz) kalmıştı. Uyumlu birleşme/uyumlanma sürecinde yükselmeye başladı: Ağustos 1987, ruhsal uyanışın arttığı yıl. Teori olarak, rezonans 13’de sabitlendiğinde, 4. boyutta olacağız. Bazı kaynaklara göre, bir süredir 12,9’dayız ve yakın gelecekte 13,8’e varacağız.

Biz ancak kendimizi tam olarak foton kuşağı enerjisine açtığımızda yükselişi başaracağımız umulmaktadır. Bu solar sistemimizin 26000 yılda iki kere geçtiği toroid (bir dairenin kendisiyle çakışmayan bir eksen çevresinde döndürülmesi ile elde edilen yüzük şeklindeki bir yüzey) şekilli bir enerji bandıdır. Daha önceki geçişlerin her biri 2000 yılda tamamlandı. Şu anda kuşağın içindeyiz fakat ölümcül / zararlı bir erken yükselişi engellemek için Işık Galaktik Federasyonu – Samanyolu Galaksimizdeki diğer halklardan olan dostlarımız – tarafından güneş sistemimizin etrafına yerleştirilen holografik enerji alanı ile korunmaktayız. Titreşimimiz yükseldikçe, bazı foton enerjileri yavaş yavaş güneş sistemimizin içine salınmaktadır.

İlk olarak, 12 sarmallı RNA/DNA sistemi, bedenimizin 2-samallı sisteminin yerine yerleştirilmiş olacak. Bedenimizin 7 çakralı sistemini, 13 çakralı sisteme yükseltmiş olacağız. Ayrıca beynimizin yüzde 10’unun veya 20’sinin yerine 100’ünü bilinçli olarak kullanacağız. Tam bilinçlilik halimiz geri dönecek. Bu neden burada olduğumuzun, gelecekte ne yapacağımızın ve geçmiş yaşamlarımızın ne olduğunun farkındalığıdır. Parmaklarımızın ucunda ya da daha doğrusu beyin reseptörlerimizde (uyarıcı) evrensel bilgiye ve süper-insan gücüne/kabiliyetine sahip olacağız.

GALAKTİK İNSAN

Yükselmiş galaktik insanlar (fiziksel melekler) olarak, galaksimizdeki, evrenimizdeki, ve ötesindeki bütün sezgisel yaşam formları ile etkileşim halinde bulunabileceğiz. Birçok yaşam evvel kaybettiğimiz dünya dışı güçlerimizi yeniden kazanacağız. Telepati, duru görü, uzay araçları olmadan gezegenler arası seyahat, Işık bedenimizi (merkaba) kullanarak mümkün olacak.

Bazı insanlar geldikleri yıldız sistemlerine yeniden ziyarette bulunabilecek ya da geri dönebilecek. Bazıları Mars, Venüs ve asteroid kuşaktan tekrar oluşturulacak olan Maldek’te yeniden yerleşimin sağlanmasına yardım edecek. Çoğunluk Altın Çağ için Dünyada kalacak ve Altın Çağın yaratılmasına yardım edecek. Dünya, çevremizdeki birçok galaksinin oluşturduğu Galaksiler Arası Birliğin ticaret, konferans, ve yönetim merkezi olacak.

Dünya nüfusunu oluşturacak olanlar onun gerçek işçileri olacak; ışığı tutacak (demirleyecek) ve dünyanın çevresindeki büyük tapınaklardaki enerji noktalarını ve ağlarını destekleyecekler. Uzun zamandır bu işi balinalar ve yunuslar yapmakta. Olağanüstü (yüzeyde görünüyorlarmış gibi) kristal şehirlerde yaşayacağız. Yüksek boyuttaki varlıkların diğer gezegenlerde yaşadıkları şehirler gibi. Ya da Lemuryalıların ya da Atlantislilerin hala yer kabuğunun içinde yaşadıkları gibi. Yakında onlarla tanışacağız/karşılacağız. Yeni halkımız, Lemurya’nın genel ruhsal kavramları üzerine kurulacak, yani onun da dayandığı Sirius B kavramlarının.

Şu andaki hükümetlerimizin/yönetimlerimizin yapısı son bulacak. Yüksek zekalı varlıklar, uygun olan evrensel kurallara dayanan yeni yönetim konseyleri hazırlamamıza yardım edecek. Şu anda hükümetlerin kontrolünü elinde bulunduranların engellemeleri olmadan, yeni uyumlu yönetimlerde son sözü biz söyleyeceğiz.

GÖLGE HÜKÜMET VE KONTROL

Gelişmemizin en büyük engelleyicilerinden biri, dünyanın “yasal” yönetimlerini baskıcı kontrolü altında tutan gizli Gölge Hükümettir. Ayrıca bunlar, dünya medyasından aldığımız günlük haberlerin türünü ve gerçekleri kısıtlamaktadır. Birçok insanın medeniyetimizde meydana gelmekte ve gelecek olan büyük değişimlerden habersiz olmasının sebebi de budur. Çoğu zaman televizyonda ve gazetelerde korkuya dayalı haberlerin olmasının sebebi de budur.

İnsanları korkutmak, haberlerle üzmek, finansal sorunlar, savaşlar, vahşet ve zihin kontrolüne ek olarak zararlı yiyecekler, içecekler, yasal ve yasa dışı ilaçlar, titreşimimizi düşük seviyede tutmak için kullanılan yollardan bazıları. Bu yükselişi gerçekleştirmeyi daha da zorlaştırıyor.

Bu olumsuz, negatif kontrol, uzun zamandır birçok din ve felsefenin de bir parçasıydı. İyi haber ise, bu manipülasyon ve kontrol artık bir sona yaklaşıyor. Demokratik globalizasyon programı maskesinin altına gizlenen diktatör Yeni Dünya Düzeni / Tek Dünya Hükümetine, yüksek yönetimler tarafından yapılacak olan lehimize müdahale ile oluşumuna izin verilmeyecek. Bu müdahaleye enkarne olmadan önce karar vermiştik, bunun Tanrısal planda yeri olmayan “özgür seçim” ile çeliştiğine inanlara rağmen. Bir Yaratıcıya ya da bu plana inanmayanları büyük bir sürpriz bekliyor!

Nasıl manipüle edildiğimiz (yönlendirildiğimiz, kontrol edildiğimiz) yakında açıklanacak ve bu harika değişimleri başlatacak.

Gölge Hükümetin az bilinen özelliği ise kendisinin de negatif dünya dışı varlıklar tarafından Dünyayı kontrol etmeleri için gelişmiş teknoloji vermek sureti ile kontrolünde olmasıdır. Yine de toplumumuzun bu yönünden nefret etmemeliyiz. Daha önceki yaşamlarımızda hepimiz sadece deneyim için negatif karakterler sergilemiştik. Onlara sevgi göndermek ve seçim yapmamız gerektiğinde onların kontrol entrikalarıyla yapacak hiçbir şeyimizin olmaması yapılacak en iyi şey. Yakın gelecekteki Dünya üzerindeki bütün karanlık, ışığa dönüşecek ve güçlü bir Işık yaratacak. Eskiden Gölge Hükümetin müttefiği olan birçok dünya dışı varlık artık Işık güçlerinin bir parçası. Birçok Gölge Hükümetin eski üyesi de Işık’ın tarafında. Geriye kalanlar ise ayni şeyi yapabilir ya da başka bir 3. boyut gezegeninde, daha yüksek boyutlara yükselene kadar enkarne olmaya devam edebilirler. Bu, onların seçimi.

YÜKSEK ZEKA

Evrenimiz yaşam ile çeşitli tekamül seviyelerinde birlikte çalışmakta. Bizler çok ya da az alt seviyedeyiz fakat “yukarı”ya doğru çok büyük bir ilerleme gerçekleştireceğiz. En üst seviyedeki zeka Tanrı, Yaratıcı ya da daha bir çok başka kavramlar olarak adlandırdığımız kollektif enerjidir. Buradan aşağıya doğru azalan seviyedeki titreşimlerde, -boyutlar, düzlemler de denir- yaşayan birçok varlık, başlangıçta ruhsal formda daha sonra yarı-katı ve de sonra şu anda sahip olduğumuz gibi yoğun bedenlerde varolmaktadır. Bu varlıkları, Elohim, Başmelek, Işığın Efendisi, Melek, Yükselmiş Üstadlar, ve son olarak insan benzeri bedenlere sahip olan ya da sürüngen, böcek benzeri olan dünya dışı varlıklar olarak adlandırırız. Televizyonda bu formların bazıları “Star Trek” gibi showlarda açığa vurulmaktadır. Hepimiz daha önce bu formlarda var olduk, fakat diğer görünüm/parçalarımız ile birlikte hareket ederek. Her birimiz yaklaşık 12 ruhtan oluşan bir Ruh Grubunun ve yaklaşık 144 ruhtan oluşan bir Ruh Ailesinin parçasıyız.

Milyarlarca ruh (Tanrı’nın tezahürleri), Tanrı’nın titreşimine ya da saf Işık’a geri dönen yolu daha önce nerede olduklarını unutmuş olarak bulabilecekler mi diye Dünya’ya gönderilmişti. Bu daha önce hiçbir yerde denenmemişti bu da bu deneyimin ya da deneyin eşsizliğini göstermektedir. Dünya, bu galaksideki ve evrendeki değişimin dayanak noktasıdır. Başka bir yerdeki tekamül biz 5. boyuta yükselmeden başarıyla devam ettirilemez. Birçok medeniyet/ırk heyecanla ve ilgiyle bizi izliyor. Yüksek boyutlar bizi görebilirler fakat biz buradan daha yüksek boyutları göremeyiz. Son yıllarda, insanlık, kanallar vasıtasıyla (medyumlar ile) rehberlik sağlayan ve hatta bazen eterik ya da fiziksel formda görünen bir çok yüksek Işık varlıklarına sınırsız ulaşım imkanına sahip.

İLAHİ MÜDAHELE

İlahi müdahalenin, ancak ruhsal gelişim engellendiği zaman meydana gelmesine izin verilir. Aslında, diğer galaktik toplumlarla sürekli bağlantı kurmamızdan önceki evrim aşamasında bu durumu oluşturan enkarnasyon, kontratımızın bir parçasıdır.

Müdahale, fiziksel seviyede uzay kardeşlerimiz ile birlikte, ruhsal seviyede ise Ruhsal Hiyerarşi tarafından gerçekleştirilir. Uzay kardeşlerimiz, bir tür galaksimizin “Birleşmiş Milletleri” olan ve galaksimizdeki toplumların %90’ından oluşan (200,000 adet) Işık Galaktik Federasyonu’dur. Bu federasyon 4 milyon yıldan daha fazla bir süre önce kurulmuştur. Galaksimizdeki fiziksel varlıkların %60’ı insan benzeri görünüme sahip değildir. İki tür de uzay araçları ile seyahat eder. Galaksiler arası gemi ve personel grubu olan Ashtar Command (Aştar Komutası), Galaktik Federasyon ile birlikte çalışmaktadır. Ruhsal Hiyerarşi, Elohim türleri, Zamanın Efendisi konseyleri, melekler krallığı, Yükselmiş Üstadlar, ve Devi Krallığından oluşmaktadır. Uzay araçlarına ihtiyaçları yoktur fakat Yükselmiş Üstadlar genellikle Ashtar Komutası gemilerinde “asılı” dururlar.

Bu arada, Zamanın Efendileri, Işık ile birlikte Yaratılışın iki unsuru olan zamanı düzenler.

Galaktik Federasyonun güneş sistemimizin herhangi bir zamanında 18 milyondan fazla uzay aracı bulunmaktadır ve bu grup çok daha büyük bir kaynaktan sirküle olmaktadır. Üyeler arasında burada olmak ve “bitiş zamanı” döneminde bizlere yardımcı olmak için büyük bir rekabet bulunmakta. Bazı ana gemiler binlerce kilometre uzunluğunda. Atmosferimizde görünenler genellikle küçük uzay gemileri.

Federasyonun ilk irtibat programı yaklaşık 10 yıl sonra gerçekleştirilecek. Bu tahminen gemilerin topluca görünmeleri, dünya düzeni/yönetimi yapısında değişim, bütün toplumların birleşmesi ve kişisel hakimiyetimizi geri kazanmamız olarak sonuçlanacak. Daha sonra, tam bilinçlilik haline ve yükselişe nasıl adapte olacağımız gösterilecek. Bütün bunların birçoğunun uzay gemilerinde ya da muhteşem yeraltı şehirlerinde gerçekleşeceği bekleniyor.

DÜNYA DEĞİŞİYOR

Dünyanın yükselişe hazırlanabilmesi için kendini arındırması ve dengelemesi gerekiyor. Son yıllardaki hava şartlarındaki ekstrem değişimlerin sebebinin bir parçası da bu hazırlık. Birçok volkanik faaliyetleri ve depremler, Pasifik Okyanusta yaklaşık 25 bin önce batan Lemurya’nın ve Atlantik Okyanusta 12 bin yıl önce batan Atlantis’in sualtı kara kütlelerinin çözülmesine sebep olmakta. Dengelenmenin parçası olarak Lemurya ve Atlantis kıtaları tekrar su yüzüne çıkmak zorunda. Tekrar aktif hale getirilmesi gereken çok eski tapınak ve piramite sahipler.

Dünyanın kabuğunun içinden katı kabuğa doğru yükselen magma, okyanusları bir süredir ısıtmakta. Özellikle ekvatoral bölgelerde meydana gelen El Nino ve La Nina adı verilen etkilere neden oluyor.

İki büyük buz kristal katman – firmament olarak bilinirler – gezenin etrafında yeniden oluşturulacak. Bu katmanlar, bazı enerjileri Dünyada tutmaktadır ve bütün gezegene yarı-tropik bir iklim sağlayacaktır. Dış uzaydan gelen zararlı ışınların Dünyaya ulaşmasını da engeller. Firmamentlerin oluşumunda eriyen buzların suları ve deniz suyu kullanılacak. Bu katmanların çökmesi çok eski zamanlarda sellere ve sonucunda birçok ölüme neden olmuştur. O zamanlarda insanlar, DNA’nın korunması için şu andakinden iki kat daha uzundular. Bu katmanlar yerden 4,500 ila 5500 metre ve 10,700 ila 11600 metre yüksekte oluşturulacak. Kuzey ve Güney kutuplarında bazı delikler ortaya çıkacak.

Diğer kara parçaları değişecek ve iç denizler/göller oluşacak. Tüm hayat formları, hayvanlar ve bitkiler bunlar gerçekleşmeden önce uzaklaştırılacaklar. İnsanlar bütün bunlar gerçekleşirken iç Dünya (yeraltı) şehirlerine yerleştirilecek. Hatta yükselişimiz gerçekleştikten sonra bile bu değişimlerin devam edeceği sanılıyor.

YAKIN GELECEK

Bir çok insan şu anda, olup bitenleri Yüksek Benlikleri/Ruhları/Ben’leri ile meditasyon esnasında uyumlanarak doğruluyor. “İçe yöneliş” işlemi daha önce Dünyada dinler ve felsefe grupları oluşmadan önce uygulanıyordu. İnsanlar Işığı şartsız sevgi halinde Dünyanın üstüne ve içine demirlediğini imgeleyerek ona yardımcı olabilir. Sevgi her şeyi fetheder! Sevgi, huzur, şifa, uyum ve birliği yaratır.

Parasal sistemdeki beklenen değişimler ve dünya borç affı, yakın gelecekte yönetim yapılarını da değiştirecek. Gezegende geriye değişime izin vermeyen bir kaç bölücü kalırsa, uzaylı ve ruhsal dostlarımız ile irtibatımız beklenenden çok daha önce gerçekleşebilir. Değişimler meydana geldikçe insanoğlu için daha fazla finansal ve ruhsal refah imkanı oluşacak. Irklar ve ülkeler arasındaki bölünmeler son bulacak.

Bu değişimlerin uygulanabilmesine yardım etmek için devlet yönetiminde, yargı ve finansal sistemlerinde çalışan birçok insan var.

Daha fazla enerji cihazı mevcut olacak, özellikle ev ve ulaşım sistemlerimizi güçlendirmek için. Bu buluşlar bir süredir var ve Dr. Steven Greer ve arkadaşlarının yönetimindeki İfşaat Projesi mücadelesinde ortaya kondu. Bu proje bütün dünyaya 60 yıldan fazla bir süredir Dünya dışı varlıklar ile yapılan gizli bağlantıların boyutlarını göstermekteydi. Şu anda Hakikat Zamanındayız; Gölge Yönetimini de içeren gizli gerçeklerin hepsi su yüzüne çıkmak zorunda.

Bugüne kadar meydana gelen değişimlerin sonucu olarak birçok insanın ölümüne yol açan felaketler yaşandı fakat kitle bilicindeki büyük sıçrayış bu tarz felaketlerin azalmasına neden oldu; özellikle tecrit edilmiş teröristler tarafından değil de Amerika Yönetimini kontrol eden kişiler tarafından hazırlanan 11 Eylül katliamından sonra. Fakat günbegün bazı volkanik olay ve depremler yaşanmaya devam edilebilir.

Seçimleri dahilindeyse eğer, öbür tarafta olan sevdiklerimiz bize yüksek boyutlarda katılmak üzere. Öbür tarafa gitmiş ya da gidecek olan diğerleri ise yüksek bilinçleri ile kendilerinin yükselişe daha hazır olmadıklarına karar vermiş olanlardır. Onlar yakında Güneş Sistemimizin bir parçası olacak olan savaş gezegeni Nibiru’da 3. boyutu deneyimlemeye devam etmek için tekrar enkarne olacaklar.

İlginç bir yolculuğa hazır olun...

Kaynak:  http://worldpeaceguide.tripod.com/Wisdom/Earth_Changes/Tony_Wicks/tony_wicks.html
Not: Çeviren ile ilgili bir bilgi bulamadım, bilen olursa uyarınızı rica ederim.

Sevgiyle...

2 yorum:

  1. Vay canına sayın seyirciler... Çektiğimiz çileye değecek galiba, o vakte dek ölmezsek tabii...

    YanıtlaSil
  2. Neden beşinci boyuta geçmedik acaba çok merak ediyorum 😂

    YanıtlaSil