19 Ekim 2016 Çarşamba

Artık Tahammül Edemiyorum!...

Sevgili Dostlar, bugün tam saat 14.22 de Mars ve Plüton bir araya geliyor, onunla birlikte içimizde büyük bir güç, hırs, sabırsızlık, tahammülsüzlük hissediyoruz. Kolektif de öyle, sokaktaki insanları bir inceleyin…

Öfke bir süredir bizimle. İçten doğru kaynıyor, tam geçti derken bir daha geri geliyor, çünkü henüz gereğini yapmadık. Dolunay yazısında buna uzun uzun değinmiştik. (Bağlantısı burada)

Öfkeyi etkin bir şekilde yaratım için kullanabiliriz, öfkeyle birlikte de birer bilge baykuş olabiliriz. İşte Brenda Hoffman’ın kanallığını yaptığı Işık Varlıkları tam zamanında bu konuya değiniyor. Neden “artık yeter!” diyoruz, bu duyguyla neye tetikleniyoruz ve nasıl öz-sevgiye ulaşırız? Bir de onların bilge sözlerinden okuyalım:

Değerli Sevgililer,

Birçoğunuz derin bir öfke hissediyorsunuz. Öfkelisiniz, çünkü istediğiniz şeyi henüz yaratıma geçiremediniz. Yöneticilerinize öfkelisiniz. Yeryüzünde meydana gelen afetlerden dolayı öfkelisiniz. Kendiniz olmanıza izin vermeyen kişilere öfkelisiniz. Ve öfkeye, öfkelisiniz.

Böyle derin bir öfke duygusundan çoktan arındığınızı, bu duyguyu aştığınızı ve bundan böyle kendi dünyanızın neşe ve mutluluk dolu olacağını sandınız. Oysa hala daha, yaşamınızdaki öyle çok şeye öfkelisiniz ki…

Örneğin, sahip olmadığınız şeylerden dolayı öfkelisiniz. Bu ifade, 3D kavramıyla “bencillik” anlamına gelmesine rağmen, yine de öyle hissediyorsunuz işte.

Oysa bu tür bir öfke, öz-sevginin bir başka parçasıdır. Çünkü bu öfke, şimdiki ömrünüzde olan olaylardan ziyade, geçmiş ömürlerinizde kabullendiğiniz veya kabullenmediğiniz tüm şeylere yöneliktir. Kendi kendinizi reddettiğiniz (kendinizden vazgeçtiğiniz) tüm o acılar, şimdi yüzeye çıkıyor. Öyle ki, normalde sizi rahatsız etmeyen şeyler için bile şimdi, saatlerce hatta belki de günlerce öfkeleniyorsunuz.

Aslında bunların hepsi gayet iyi ve güzeldir. Çünkü böyle bir öfke, kendinizi gerçekten kabul ettiğinizin göstergesidir. Tabii ki bu tarz bir söylem, mantığa aykırı geliyor. Doğal olarak “Sevinç ve neşe bunun neresinde?” diye soruyorsunuz. Zira sizin hedefiniz, neşeli ve mutlu olmak değil miydi?

Sevinç ve neşe duygusuna, sadece öz-sevgi sayesinde erişilir. Bundan dolayı şimdi, çağlar boyunca içinizdeki derinliklere gömdüğünüz ve sizi özünüze ihanet etmeye kadar götüren parçalarınızdan arınıyorsunuz.

Şu anki öfkeniz, özünüzden feragat ederek (özveride bulanarak) geçirdiğiniz onca ömrünüzü dengeye getiriyor.

Öfkelenmenize izin verin. Bu kötü bir şey değildir, ne de 3D alışkanlıklarına geri dönmektir. Öfkeniz size sadece, önceliğinizin artık “öz-sevgi” olduğunu göstermek istiyor.

devamı: https://moralev.com/2016/10/19/artik-tahammul-edemiyorum/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder